19 Şubat 2015 Perşembe

FAKAT MÜZEYYEN BU DERİN BİR TUTKU-İLHAMİ ALGÖR





     "Tütünümü, anahtarımı aldım, tam çıkıyorum bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim. Yol bana uygun bir ruh önerebilirdi. Kapıyı çektim, kilidin dili yuvasına otururken, nereye dedi. İplemedim, çıktım."  Cümlesiyle başlar romana İlhami Algör. Ve başladığı gibi de devam eder kitabına, her şey bir eksiktir hayatında ve hiç tamamlanamaz. Hatta her şey o kadar eksiktir ki söylediği küfürler bile tamamlanmıyor.

     Bir nefeste okuyabileceğimiz kitaplardan biri. Öyle bir nefeste okuyorsunuz ki tadı damağınızda kalıyor. Ankara gezimde Dost Kitapevi’nden almıştım kitabımı. Bir çay-kahve içeyim arkadaşlarımı beklerken demiştim de almıştım elime kitabı oturduğum kafede. Normalde çok sesli ortamlarda okuyamam hiçbir şey fakat Müzeyyen bu gerçekten derin bir tutkuymuş. Unutulmayacak kitaplardan.

     Hatta kitabın filmini de çekmişler 2014 yılında Dost’ta ki arkadaşlarla biraz sohbet edince onlar anlattılar bende meraklandım, henüz izleyemedim ama kitaptaki gibiyse muhteşemdir, hele ki Erdal Beşikçioğlu varsa filmde hiç tartışmasına bile girmem.  



"Fakat Müzeyyen bu derin bir tutku" dedim. Tırsmaya başlamıştım. 
Haklı olabilirdi."Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku" dedi, arkasını dönüp gitti.



"Hikaye" dedim. "Gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal, adını da yarım kalan hikaye koyalım""Sen zaten neyi tamam ettin ki?" dedi bana."Aslında tam diye bir şey yoktur" dedim. "Her tam bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür."

  

Ve kitabın sonuna ekler;
          -bitse ne olur, bitmese ne?-



 İyi okumalar diliyorum.
Kalbi Selamlar…
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder