MASUMİYET MÜZESİ-ORHAN PAMUK
“Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.”
“It was the happiest moment of my life, though I didn’t know it.”
Aslında
çoğu insan bu roman için “Aşk Romanı” diyor ama benim için “Aşktan çok, tutku”
olan bir kitap. Hatta
Kemal’in Füsun’a olan saplantısı. Kitabın kalın olması sizi korkutmasın çünkü dizi izler gibi okuyorsunuz
romanı.
Çok
beğendiğim kitaplardan 2.’si. (İlki için bknz. http://kitapcikizmelike.blogspot.com.tr/2015/02/serenad-zulfu-livaneli-serenad-ne.html
)
Kitap
çok akıcı, sizi içine çeken cinsten ama şöyle bir eleştiri yapayım ilk 300
sayfasına kadar mükemmel gidiyor 300’den sonra klasik Orhan Pamuk romanlarına
dönüşüyor yani ağdalaşıyor. Bence Orhan Pamuk’un tek kötü yanı, romanlarını çok
uzatması.
Kitap
öyle bir tutku dolu ki bittiğinde 2 hafta yeni kitaba başlayamamıştım. Hala
daha ara sıra karıştırırım sayfalarını.
Yeniden canlanır Füsun gözümde.
Sanırım
beni bu kadar etkilemesinin nedeni gidip müzeyi görmem oldu. Galatasaray
Lisesi’nden aşağıya, Çukurcuma’ya yürüdüğünüzde müzeye ulaşabiliyorsunuz. Hatta
biletiniz kitabı götürdüğünüz taktirde bedava.
Muhteşem
bir atmosferi var. İlk girdiğinizde sizi Füsun’un izmaritleri karşılıyor. En
üst katta da Kemal’in mütevazi odası. O toplanan eşyalardan etkilenmemek
imkansız.
Müzeden
çıkarken ağzınızdan dökülen ilk cümle “Füsun’un izmaritlerini toplayan da bir
adamdı…” oluyor.
İyi okumalar diliyorum.
Kalbi Selamlar...